
Kanada-Amerika sınırında kamyonette bulunan 44 göçmen yakalandı, insan kaçakçılığı zanlısı üç Türk gözaltına alındı
İrep Çakır’ın aktardığı bilgilere göre, Kanada’nın Quebec eyaletinde, ABD sınırına yakın Stansted kasabası yakınlarında 44 göçmen havasız bir kamyonette bulunarak son anda kurtarıldı. Olay, 2 Ağustos’u 3 Ağustos’a bağlayan gece gelen bir ihbar üzerine ortaya çıkarıldı.
Kanada federal polisi RCMP ve Quebec polisi, sınırdan yasa dışı geçiş yapılacağı yönündeki ihbar üzerine bölgeye operasyon düzenledi. Durdurulan beyaz kapalı kasa kamyonetin içinde, aralarında hamile bir kadın ve çocukların da bulunduğu 44 kişinin havasız ve susuz şekilde ayakta sıkışarak taşındığı tespit edildi Polis, kamyondaki koşulları “korkunç” olarak nitelendirdi ve aracın devrilmesi halinde bir toplu ölüm yaşanabileceğini belirtti. Göçmenlerin çoğunun Haiti uyruklu olduğu, ABD sınırını yürüyerek geçtikleri ve ardından bu araca bindirildikleri açıklandı.
Olayla bağlantılı olarak üç Türkiye kökenli zanlı — Oğulcan Mersin, Doğan Alakuş ve Fırat Yüksek — gözaltına alındı. Zanlılara insan kaçakçılığı, yasa dışı girişe aracılık etme ve suç işlemeye teşvik gibi suçlamalar yöneltildi İrep Çakır, zanlılardan Doğan Alakuş’un geçmişine dair bilgileri haberine taşıdı. Alakuş’un 2022 yılında Meksika üzerinden Kanada’ya geldiği, bir süre Montreal’de yaşadığı ve geçmişte Dubai’de bulunduğu aktarıldı.
RCMP ve Kanada Sığınmacılar Kurumu’nun açıklamalarına göre, kurtarılan göçmenlerin büyük kısmı St-Bernard-de-Lacolle’deki mülteci merkezine sevk edildi. Ancak bazı bireylerin durumu gizlilik gerekçesiyle kamuoyuyla paylaşılmadı Bu olay, Kanada’da yeni kabul edilen ve tartışmalara yol açan Strong Borders Act C-2 yasasını yeniden gündeme getirdi. Yasa, sınır geçişlerinde başvuru sürelerini kısıtlayarak ve sığınma prosedürlerini zorlaştırarak insan hakları kuruluşlarının tepkisini çekti.
İrep Çakır, bu yasa ile birlikte göçmenlerin daha çaresiz hale geldiğini ve insan kaçakçılığına yönelmenin arttığını vurguladı. Olayın yalnızca Kanada’yı değil, Avrupa’daki sınır politikalarını da yansıtan küresel bir insani kriz olduğu ifade edildi.