
Toronto’da Ofise Zorunlu Dönüş Tepkiyle Karşılandı ve Banliyö Çalışanları Boykot Hazırlığında
Ontario hükümetinin kamu çalışanları için ofise tam zamanlı dönüş kararının ardından, Toronto dışındaki bölgelerde yaşayan birçok çalışan şehirdeki işletmeleri boykot etmeye hazırlanıyor. Tepkilerin odağında, 5 Ocak 2026 itibarıyla başlayacak olan beş gün ofisten çalışma zorunluluğu bulunuyor.
Eyalet Başbakanı Doug Ford, bu ayın başlarında yaptığı açıklamada, COVID-19 döneminde uygulanan hibrit modelin sona ereceğini duyurdu. Karar, eyalet genelinde on binlerce çalışanı etkilerken, Toronto’da çalışıp banliyölerde ikamet eden birçok kişi, zorunlu dönüş kararına karşı tepki gösteriyor.
Bir kullanıcı, Toronto Reddit platformunda yaptığı paylaşımda, ofise dönüşe tepki olarak şehirde hiçbir işletmeden alışveriş yapmayacağını ve bu protestoya başkalarının da katılmasını umduğunu belirtti. Paylaşım kısa sürede 1.100 beğeni ve 500’den fazla yorum aldı.
Destekleyen bazı kullanıcılar, öğle yemeklerini evden getireceklerini, şehirde para harcamayacaklarını ve hatta iş yerinde daha az verimli olarak durumu protesto edeceklerini belirtti. Ancak birçok yorumcu, bu tutumun hedefi şaşırttığını ve yerel esnafı olumsuz etkilediğini vurguladı.
Bir yorumcu, protestonun işverene hiçbir etkisi olmadığını ve düşük gelirli işçilerin her gün işe gitmek zorunda olduklarını hatırlattı. Bir başka kullanıcı ise banliyöden gelenlerin, şehir merkezini “geçilmesi gereken bir engel” gibi görmelerinin sorunlu olduğunu dile getirdi.
Bazı çalışanlar, işe ilk başladıklarında ofiste çalışmayı kabul ettiklerini ancak uzaktan çalışmanın artık yaygınlaşmışken bu şartlara geri dönmenin haksızlık olduğunu savunuyor. Karşıt görüştekiler ise, işin lokasyonuna göre seçim yapılması gerektiğini belirtiyor.
Toronto’da pandemi sonrası boş kalan milyonlarca metrekarelik ofis alanı, belediyeyi alternatif kullanım çözümleri aramaya itmişti. Bu kapsamda, bazı boş ofis kulelerinin konuta dönüştürülmesi dahi gündeme geldi. Ancak uzmanlar, böyle bir dönüşümün maliyetli ve kalıcı etkiler doğurabileceğini vurguluyor.
Toronto, Kanada’nın en büyük iş gücü merkezlerinden biri olarak öne çıkarken, şehirdeki ofis alanlarının korunmasının ekonomik denge açısından önemli olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, alınacak kararların yalnızca geçici taleplerle değil, uzun vadeli analizlerle desteklenmesi gerektiği ifade ediliyor.